25 Eylül 2011 Pazar

Günlerin Getirdiği

Benim havalar çalmaya başladı.

Akşamlarının o serin esintileri, sabah erken saatlerinde güzergahımı paylaştığım 2-3 tanıdık sima ile fikir birliğine varılan "hırkasız olmuyor artık" cümleleri, espadrillerimin artık bugün itibariyle "beni akşam giyme" uyarıları, giden leylekler, gelen ise sadece birkaç yeni kitap.

Leylek demişken, hüzün veriyor her defasında gidişleri. Sanki burada tad/tuz kalmamış, bizim de işimiz olmaz dercesine, seneye gelip gelmeyeceklerini dahi söylemeden, öylece, kararlı bir gidiş. Kalanlar ne halt ederse etsin, biz önümüze bakalım diyorlar kendilerince.

Asıl buralar sonbaharla renkleniyor, farkında değiller. Kimileri hüzünlü, benim aksi tarafımı oluşturarak. Asla sebebini anlayamadığım derecede olumsuz, çatık kaşlı, omuzlar düşmüş. İçten içe sürekli söylenme halinde.
Faturayı ha kesti kesecek çıkmayan güneşe yada erken gelen buluta.
Delirdiniz mi kuzum? Yerinde mi algılarınız?


2 yorum:

  1. sevgili betty,

    sonbahar gücenmesin ama, hırka bir yana, artık çorap giymek zorunda kalmak beni ciddi ciddi üzüyor. dün ayaklarım üşüye üşüye son günleri değerlendireyim dedim. bir kaç defa daha denerim, inatçıyım. sonra sıcak çayla ısınırım. ısınırım:)

    YanıtlaSil
  2. aglea,
    inan tek zaafım ayaklarımı çıplak görebilmek bu güneşli ve sıcak havalarda. yine hemfikiriz.
    son ana kadar savaşıcam. ama bu sabahki serinliği görünce çok da zaman kalmamış gibi geldi.
    hırka & fular işbirliği ile : )

    YanıtlaSil