20 Şubat 2011 Pazar

Renkleri beklemek?

İşin özü azizim, zehirlenmişim ben.
Emiyorum kendimi, tükürüyorum akabinde, nafile. Düzenli, düzenle yapıyorum. Dakikada ve günde hep aynı adetle. Kontrol ediyorum, yetmemiş. Tekrar yeniliyorum hepsini.
Bana inatmış gibi ürüyorlar da durmamacasına. Arada bir antrakt oluyor, hah! tamamdır "bakiyim 'bi" diyorum, sarmış yine. Dolanmış ayaklarıma, kollarıma!
Bakışlarımdaki yabancılaşma en çok aynadaki beni ürkütüyor. Bakıp bakıp görememek çok can yakıcı. Hepsi zehirden.
Hızlı ele alıyor insanı. Tahminimden çok daha hızlı çıktı. En azından tutabileceğime inanmıştım ellerim küçük dahi olsa, yanıldım. Yanıldığımın farkına varmak çok zaman almadı ancak, baktım olacak gibi değil, yıkamayı denedim.
Tuzlu sular, tatlı sular, sodalı sular. Denedim. Yıkandıkça boyandı. Sabrımı elden bırakmamak, üstüne çıkabilmek için de direndim ekseriyetle. Kaç kafası var çözemedim ama, rüyalarıma dahi girmesine göz yumdum..

--------------------------------------

Bir şey var şu bizim durumumuz ona benziyor

Umarsızlığı yüceltmek mi desem?
Renkleri beklemek belki...

Makbule geçmeyen armağan
Ya da
Zindanda gökbilim öğrenimi.

Ya da
Satın alınmak
Ezgiler tarafından

(C.S. / Sıcak Nal)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder