18 Aralık 2011 Pazar

Bence senin hala haberin yok.


...
Var diye düşünüp inandığım her dakikanın arkasından, aslında asla olmayacak diye iç geçirdiğim. Geçirirken yaşam döngüsüne lanet okuduğum, lanet okurken hangi zincirin hangi halkasının buna sebep olabileceğini tarttığım. Kısacası kudurduğum bir zaman aralığı şu aralık. Yalnızca inanmanın hap olarak yutulduğu bir dönemin ta kendisi. Birden çok bahane üretebilmekle birlikte hepsini aynı anda benimseyecek kadar parçalara bölünmüş mantığımda, son noktalardan birinde, tam da kıvamında, oldukça da zirvede, sandığımın aksine hırstan arınmış, çok soylu ama çok kaltak bir hal, durum, fikir.
Kendimin tam da karşısında gördüğüm ifadelerden her biri, yoksunluğunu çektiğim o çok minik ve mütevazi her ne ise, düşünceme ve mantığıma engel. Lakin niyeyse, her nedense veya ne gerek varsa bilemeden bakıyorum.  Göremeden sadece bakıyorum.

Yüzünün bazen olmadığını düşünüyorum.
Bazen sadece sesinle hareket ettiğimi, gözlerinin hatta yerlerinin bile olmadığını.
Beni bilmediğini, seçemediğini, somutlaştırıp bana o cümleleri sıralayamadığını.
Hissettiklerinin yalnızca kokumdan ibaret kaldığını.
Yanlış yapmaktan korkmadığını. Deyim yerindeyse o cahil cesareti denen mevzunun sende çalışıyor olduğunu. Düşünüyorum.

Gitgide yok olan bir eğriye doğru orantılı olarak saçmalayarak, sonsuz deneysel bakış açıları hazırlıyorum.  Sıcak servis ediyorum kendime. Öyle güzel kabulleniyorum ki, bazen ve çoğu zaman karşımdaki senin tüm bu tıkanan yerlerimi bildiğine inanıyorum. Zaaf kelimesi çok aciz. Ama karşılığı bu ise zaaftır o zaman. Üstelemiyorum. Kendime aynada sorduğum her soruya cevap verirken, artık üstelemiyorum.  Yanıtlarımın soğuk kanlılığı da ürkütmüyor beni. Az sonra işlenecek cinayetin planını kamu oyuna net bir şekilde deklare edebiliyorum. İnsanlığımın gerektirdiği tüm salaklıkları dibine kadar yapıyor olmaktan dolayı ayrıca keyifleniyorum. Gereksiz dahi olsa, keyif alıyorsam demek yaşıyorum diyorum. Hepsini ardı ardına yutkunmadan, fondaki çelloya kulak asmadan, ciddiyetimin bozulmamasına, algımın dağılmamasına özen göstererek söylüyorum. Vurgularıma dikkat ediyorum. 
Bilincimi yitirmeden yapılabilecek her ne varsa deneyebilmek istiyorum. Sana çarpan küfürlerimi en az düşüncelerim kadar seviyorum.
  
Sonrasında, sen görmeden alnımdan öpüyorum.
  
b’1812 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder