17 Kasım 2011 Perşembe

save yourself

Günlerdir uğramıyorsun bana. Camlarda beklemiyorum ama kulağım duvar dibinde.
Gelene geçeni dinliyorum, perdem çok kalın. Ayrıca kollarım da yetmiyor zaten açmaya. En yakınımda duran sadece kahve. Ona uzanıyorum. Yudumu höpürdeterek içiyorum ki ses çıksın. İnsanın bu sese bile hasret kaldığı olur mu? olmaz deme, olabiliyormuş.

Birkaç komşu da seni sordu bana. Dedim gelir, bugün yada yarın. En kötü haftaya, ama gelir.
Gelmeden durmazdın normalde, güvenim sana değil, gelişine. Sen mi gelirsin kendinin yanında yoksa sadece kıyafetlerin mi orası tartışılırdı hep, hala tartışıyorum bende kendimce. Onu da yüksek sesle yapıyorum böylelikle dağılıyor kafamın bir kısmı. Geri kalanı gereğinden fazla meşgul.
Yok, düşündüğün gibi değil. Yani aslında ne düşünürsün o da şaibeli biraz. Ama ben peşinen diyebilirim düşündüğünün olmadığını. Nereden bilebilirsin ki? gibi saçma sorulara gerek yok. Sende biliyorsun bazen bu kadın yanılmaz. Kadınlar "genelde" yanılmaz zaten.
Eminim ki gelmeyişin düşündüğün içindir. Burada düşünmek zor gelir. Ağır gelir. İşine gelmeyen anları ezbere bilirim ben. Olsun seni sen yapan da bunlar değil mi zaten?
Gülümsemelerim yerini kahkahaya bırakıyor. Hani eski Türk filmlerinde deliren kadınların korkunç gülüşleri vardır ya, tiksinirsin. Aynı onlardan.

Üzgünüm, göçebe kabul etmiyoruz bu handa artık. Yerim dolu diyorum, yalanın bini bin para. Kim ölmüş zaten ki ben öleyim. Ne koruyacaksa onu kullanıyorum. Bazen yalan bazen fare kapanı kimi zaman haşere ilaçlarından. Kapı altlarına bile sıktım inanır mısın? Olacak iş değil.

Bazen mantığıma küfrediyorum. Ağır küfürler hemde, öyle eften püften değil. Her kafa kaldırmaz onu.
Ama ben alışkınım.

b'1711

2 yorum:

  1. sen yine güzelsin, her zamanki gibi, ama blogun bu yeni hali de öyle olmuş şimdi. ben de çay içiyordum tam...

    YanıtlaSil
  2. aglea, sevgili aglea.
    beğendiğine sevindim. bazen zaman geliyor, yenilik istiyor insan. öyle bir durumla, böyle oluverdi işte :)

    YanıtlaSil