9 Kasım 2011 Çarşamba

Gel/Git

..
Dönüp dolaşacağın yer, tenin kokan yorganının altı.
Bu iş böyle. Dünya böyle. Hayat bu, amaç belirsiz. Ne gelirse önüne onu yemen şart. Boğazından geçecek her lokma son kırıntısına kadar hesap edilmiş. Türevler, integraller... Hemde hepsi, sen uyurken.
O uyuduğun birkaç saatte olmuş da bitmiş herşey. Ruhun duymamış be cancağızım. Elden gelmiyor birşey.
Hepimiz aynı dertten muzdaribiz bak sen şu haline, sonra dön bana bak. Var mı bir farkı?
En fazla senin ayağında çorap varken, benim bere vardır kafamda. Onu da farktan sayarsan şayet, kabulümdür.

Sıkılıyorsun değil mi benim gibi?
Sıkılmak derken, hani için kıyılır ya, göğsün şişer davul olur, çenen açılamaz bir türlü. Çok boktan biliyorum, en az senin kadar. Sayılmadık küfür bırakmıyorum ağzımda. Ne gerek varsa, o da belirsiz.
Anlık rahatlamalar işte. Zorla tatmin etmesi insanın kendi kendisini.

Ne istediğine karar vermek artık bu zamanın işi olmasaydı belki biraz daha mis kokardık. Başka hesaplar yapsaydık, yapabildiğimiz kadar. Bu defterler çoktan dürülmüş olsaydı. Alıp alıp raftan açıp bakmasaydık. Kaldığımız yeri unutup birkaç sayfa ileri birkaç sayfa geri okumasaydık. Ne ise o olsaydı daha mı hafiflerdik? Çok ütopik değil mi? Şarabı tazele sen, gerisini bana bırak..

İnsan belli edecek tarafını. Tuttuğu takım kadar kesin, o kadar emin, omuzlarını geriye atarak verecek cevaplarını. Dinlemesi bedava. Yüzleşmesi de.
Çelişiyorsun değil mi? Hem de en lanetinden. Aynaya bakmak da yetmiyor artık, onu da kandırabiliyorum ben. Birşeyler sanıyor kendini, gönlünü okşuyorum sırın arkasından. Bakmışsın kilometrelerce koşmuş. Vah yazık. Ne bilsin. O da can.
 Yutkunmaktan tükürük kalmadı ağzımda, boğazım tahriş. Ama iyi geliyor şarap, aynen ben gibi dinliyor beni. Kimsenin yapamadığını iki üzüm parçası yapıyor işte. Üstelik ben ne kadar doldurursam o kadar dinliyor. Karşılığında birşey beklemeden, tümüyle içten.

Gel de alma yatağına şimdi. Bir gün deli derler, ikinci gün acırlar, üçüncü güne sen bile unutursun. Bir bakmışsın ki hiç dönüp bakmamışsın şöyle gözümün bebeğine kadar. Ben inatla yoluna zıplarken üstelik. Tüm bu zevzekliklere rağmen.

Alkışlar sana geliyor, halk kapıda, duyuyor musun?


1 yorum:

  1. Elbette duyuyorum. Halkı içeri al. Size bir şey söyleyeceğim.

    YanıtlaSil