9 Temmuz 2011 Cumartesi

is it over?

Büyük yalanlar söylemişim kendime. Az önce dinlediğim bir şarkıdaki alakasız sözleri takip ettim ve buldum.
Asla anlamamışım, anlatamamışım da. Birşey beklemeyen gözlerimin aslında neleri ima etmeye çalıştığını.
Kendime dürüst olamamışım, olmam gerektiği kadar. Miktarı yetersiz kalmış, demek ki.
Her 10 saniyede yada 20 saniyede bir unutuyorum. Akabinde yeniden. Sarmal halini alan bu mide kramplarımın tesellisini suda arıyorum. İçine giremediğim zamanlarda sadece bakarak.
Aslında ne istemiş olabilirim senden? hani en fazla? beklesem en çok neyi beklerdim? Son kahvemin yeri yurdu neresi idi?
Ah yine o saçma sesler, o güzelim enstrümanlarda harap olan binbir nota. Uğultunun menşei yan duvarım yada yan yatağım.
Kendimi tutmayı sevmiyorum biliyorsun. Yani bilirsin, bu doğaldır. Alışagelmiştir, düşünülmez.
Çok tutuyorum ama. Algılarımın önüne geçme çabamı takdir eden bir sen olursun sanmıştım ki, zaten sen de yokmuşsun.
Bir anda beliriveren her ne ise turkuaz rengi olmalı. Gözlerim bir tek turkuaz rengine dalar benim. Maviyi sevmem ama turkuaz mavi değildir esasında. Belki de renklerin en turuncularından biri. O kadar ciddi, serin ve güvenli.

Saçmalamakla yada sadece odamdan çıkmakla başlıyor herşeyim.
Yorgunum ama duramıyorum.
Durduramıyorum.
Değil durdurmak yavaşlatamıyorum bile. Ah!

Sessizliklerime eklenmiş her nağmeyi ifade ediyorum, görüyorsun.
Edemediklerimi gönderiyorum, görmüyorsun.
Dahası bazen ve çoğu zaman hatta sanırım hep! kaçıyorsun.
Güçsüzlüklerimi düşünürken, can hediye ediyorsun bana, sınırsız altınla!
Ben olsam, bir kaşık bile olsa kırmazdım kalbimi, alırdım ucundan.

b'0907

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder