özlediğim şeyler var - dı.
üstelik uzun süredir - miş.
eksik olduğuna emin olduğum ve bulunca daha da özlediğim şeyler-di/miş.
artık yok -
ama bulup kaybetmekle derdim yok.
bulurum, bulunurum, durulur, gidilir veya hiç gelinmez. maddenin doğasından endişe etmiyor, maddeyi madde gibi maddede anlıyor, tanıyorum. onun beni sahiplendiği gibi ben de onu sahipleniyorum. hepsiyle birlikte kadeh kaldırabiliyor, bazen de aynı yorganın altında sarılabiliyoruz birbirimize, sırtlarımız birbirine dönük. bir ayağımız yorganın hep dışında.
ama küçük hesaplamalara öfkeleniyorum. kırıkların cildime batmasına içerliyor ama kanamamasına şaşırıyorum. kan rüyayı bozar, bozulmuyorlar. bozulsan diyorum işte hep birlikte görsek? olmuyor. kan arıyorum. biraz aksa, bir şiş inse, bir cerahat yok olsa, kabuğunu beklesem, her gün elimi sürüp ne kadar kalınlaştığını anlamaya çalışsam. - no, peki.
hayallerimin, gördüğüm rüyaların -- sanrı -- ( veya ) -- kurmaca -- olabilmeleri ile akşam masaya oturacağım. bir süre sessizlikten sonra susmayacağımıza emin olarak.
sahi acaba nerede kaçırmışım bu ipin ucunu? beni bana inandırma gücü - ki sanırım en uzun boylusu o - konuşur mu acaba? dağ gibi bişi o. ben olsam konuşmam.
sonra yeniden buluşuruz. temiz, akça pakça, kusulmuş, rahatlanmış.
- "bir daha asla"
b.'11.05
